Karaciğer Cerrahisi ve Transplantasyonu Uzmanı Prof. Dr. Koray Acarlı, halk arasında “köpek kisti” olarak anılan karaciğer kist hidatiği hastalığına dikkat çekiyor. Özellikle kırsal alanlarda köpeklerin beslenmesine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Acarlı, bu konuda farkındalık oluşturulmadığı takdirde ciddi sorunlarla karşılaşılabileceğini belirtti.
HAYVAN YETİŞTİRMEYLE İLGİLİ BÖLGELERDE SIK GÖRÜLÜYOR
Hastalığın parazit kaynaklı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Acarlı, şu bilgileri paylaştı:
“Karaciğer kist hidatiği, yaygın olarak köpek kisti olarak bilinen, parazitlerle oluşan bir hastalıktır. Ülkemizde özellikle hayvancılıkla uğraşılan bölgelerde sıkça görülür. Parazit, genellikle kurt, çakal ve köpekler gibi hayvanların bağırsaklarında bulunur. Yumurtalar dışkıyla atılır ve bu yumurtalar ot veya su kaynaklarına bulaştığında hayvanlar tarafından alınarak sindirilir. Parazit vücuda girdikten sonra genellikle karaciğerde olmak üzere farklı organlarda kist oluşumuna neden olur.”
KÖPEKLER SUÇLU DEĞİL, KONTROL ALTINDA TUTULMALI
Prof. Dr. Acarlı, insanların da bu döngüde zaman zaman ara konak haline gelebileceği konusunda uyarılarda bulunarak şunları ekledi:
“Eğer parazit yumurtaları oral yoldan alınırsa, insanlarda da karaciğer kisti oluşabilir. Ancak köpekler doğrudan bu hastalığın sorumlusu değildir. Evcil köpeklerinizin beslenmesine dikkat ederek ve düzenli veteriner kontrollerini yaptırarak riskleri en aza indirebilirsiniz.”
İNSANDAN İNSANA BULAŞMAZ
Karaciğer kist hidatiğinin insandan insana bulaşmadığını açıklayan Prof. Dr. Acarlı, “İnsan dışkısında parazitin yumurtası bulunmaz. Ancak aynı çevrede yaşayan bireyler aynı kaynaktan etkilenebilir” şeklinde konuştu.
KARACİĞER DIŞINDA DA GÖRÜLEBİLİR
Parazitlerin çoğunlukla karaciğere yerleştiğini ancak akciğer, beyin ve karın içindeki diğer organlara da sıçrayabileceğini belirten Prof. Dr. Acarlı, “Parazit, yerleştiği bölgede büyüyerek içi sıvı dolu bir kist oluşturur. Genellikle karaciğer fonksiyonlarını etkilemez, karaciğer dokusuna baskı yaparak kendine alan açar” dedi.
KÜÇÜK KİSTLERDE GENELLİKLE BELİRTİ OLMAYABİLİR
Genellikle küçük kistlerin diğer sağlık kontrolü sırasında tesadüfen fark edildiğinin altını çizen Prof. Dr. Acarlı, “Kist küçük olduğunda genellikle belirti vermez. Ancak büyük kistlerde sağ tarafta ağrı ve dolgunluk hissi gibi şikâyetler ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda kistin safra yoluna açılması gibi komplikasyonlar ciddi sorunlara yol açabilir” şeklinde konuştu.
TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Kistin teşhisinin görüntüleme yöntemleriyle konulduğunu belirten Prof. Dr. Acarlı, “Kistin duvar yapısı, kalsifikasyonlar veya kistin içindeki küçük kistler teşhis açısından önemlidir. Endişe uyandıran durumlarda ELISA ve İHA gibi testlerden faydalanılabilir” dedi.
KİST BÜYÜYEBİLİR, PATLAYABİLİR
Tedavi edilmediği takdirde kistin genellikle büyüdüğünü ve komplikasyonlara neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Acarlı, “Kistin patlaması alerjik reaksiyonlara veya kist içeriğinin karın boşluğuna yayılmasına sebep olabilir. Bu da hastalığın tedavisini zorlaştırabilir” şeklinde konuştu.
TEDAVİ YÖNTEMİ: CERRAHİ VEYA GİRİŞİMSEL YÖNTEMLER
Prof. Dr. Acarlı, tedavi süreci hakkında şu bilgileri verdi:
“Hastalığın standart bir ilaçla tedavisi bulunmamaktadır. Parazite karşı etkili bazı yardımcı ilaçlar olsa da asıl tedavi cerrahi boşaltma veya kist içindeki parazitlerin tamamen temizlenmesidir. Uygun vakalarda iğneyle aspirasyon veya laparoskopik yöntemler de uygulanabilir.”