Beynin sır perdesi aralanıyor… İşin uzmanları anlatıyor

İnsan Beyninin Hayal ve Gerçek Arasındaki Farkı Ayırt Etme Yeteneği

İnsan beyni, hayal ile gerçek arasındaki farkı ayırt etme konusunda bilim dünyasını şaşırtan bir yeteneğe sahip.

Neuron dergisinde yayımlanan çığır açan bir çalışma, beynin bu karmaşık süreci belirli bir bölgedeki aktivite düzeyleriyle çözdüğünü ortaya koydu.

Araştırma, bir şeyin gerçek olup olmadığını algılama sürecinin, o şeyi fiziksel olarak görüp görmediğimizden bağımsız olarak işlediğini gösterdi. Bu keşif, zihnin işleyişine dair yeni bir anlayış sunarken, nörobilimde devrim oluşturabilecek potansiyele sahip.

BEYNİN ALGI MERKEZİ:

Prefrontal Korteks ABD’deki Stanford Üniversitesi’nden nörolog Dr. Josef Parvizi liderliğinde yürütülen çalışma, beynin prefrontal korteks bölgesindeki nöron aktivitelerinin, hayal edilen ve gerçek olayları ayırt etmede kilit rol oynadığını ortaya koydu.

Araştırmacılar, elektrotlar aracılığıyla katılımcıların beyin aktivitelerini izleyerek, bir görüntünün hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu belirleyen sinirsel işaretleri tespit etti.

Dr. Parvizi, “Beyin, hayal ve gerçeği ayırt etmek için basit ama etkili bir sinyal mekanizması kullanıyor. Prefrontal korteksteki nöronlar, bir deneyimin gerçekliğini değerlendiren bir tür ‘doğrulama merkezi’ gibi çalışıyor” dedi.

Çalışmada, katılımcılara çeşitli görseller gösterildi ve aynı zamanda bazı görüntüleri sadece hayal etmeleri istendi.

Elektroensefalografi (EEG) ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) teknikleriyle yapılan ölçümler, prefrontal korteksteki aktivite düzeylerinin, kişinin bir şeyi gerçekten görüp görmediğinden ziyade, o şeyin gerçek olduğuna inanmasına bağlı olarak değiştiğini gösterdi. Bu, beynin “gerçeklik algısını” kendi iç değerlendirmelerine dayandırdığını ortaya koydu.

UZMAN GÖRÜŞLERİ:

Gerçeklik Algısının Sınırları Harvard Üniversitesi’nden nörobilim uzmanı Prof. Lisa Feldman Barrett, çalışmanın sonuçlarını “zihnin gerçeklik algısını nasıl inşa ettiğine dair büyüleyici bir pencere” olarak nitelendirdi. Barrett, “Beyin, dış dünyadan gelen verileri pasif bir şekilde işlemez; aksine, bu verileri kendi beklentileri ve geçmiş deneyimleri doğrultusunda aktif bir şekilde yorumlar. Bu çalışma, hayal ile gerçeğin beynimizde ne kadar iç içe olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Deniz Vatansever ise, beynin “varsayılan mod ağı” (default mode network – DMN) adı verilen bir bölgesinin, hayal kurma ve gerçeklik algısı arasında köprü kurduğuna dikkat çekti.

BBC News’te yayımlanan bir çalışmada, Vatansever ve ekibi, DMN’nin rutin görevlerde “otopilot” gibi çalıştığını ve hayal kurma sırasında aktif hale geldiğini göstermişti. Vatansever, yeni çalışmayı değerlendirirken, “Prefrontal korteks ve DMN arasındaki etkileşim, beynin hayal ile gerçeği ayırt etme sürecinde bir dans gibi işliyor. Bu dans, zihinsel bozuklukların tedavisinde yeni yaklaşımlar sunabilir” dedi.

NÖROLOJİK BOZUKLUKLARA YENİ BİR BAKIŞ

Araştırmanın bulguları, şizofreni ve halüsinasyon gibi durumlarla mücadele eden hastalar için de umut vadediyor. Şizofreni hastalarında, hayal ile gerçeği ayırt etme yeteneği sıklıkla bozuluyor.

Dr. Parvizi, “Bu mekanizmayı anlamak, halüsinasyonların altında yatan nöral süreçleri çözmemize yardımcı olabilir. Böylece daha etkili tedaviler geliştirebiliriz” dedi.

Çalışma, beynin gerçeklik algısını nasıl oluşturduğuna dair yeni sorular ortaya çıkarırken, nörolojik ve psikiyatrik bozuklukların tedavisinde hedefe yönelik terapilere kapı araladı.

GELECEKTEKİ ARAŞTIRMALAR VE POTANSİYEL UYGULAMALAR

Neuron çalışması, beynin hayal ve gerçek arasındaki ayrımı nasıl yaptığına dair önemli bir adım olsa da, bilim insanları daha gidilecek çok yol olduğunu vurguladı.

Uzmanlar, “Beynin bu süreci nasıl işlediği, sadece nörobilimle sınırlı değil; psikoloji, felsefe ve hatta yapay zeka gibi alanlarla da kesişiyor. Gelecekte, bu bulgular yapay zeka sistemlerinin insan benzeri algı mekanizmalarını taklit etmesine yardımcı olabilir” dedi.

Son çalışma; İnsan beyninin hayal ile gerçeği ayırt etme sürecinde ne kadar sofistike bir sistem kullandığını gözler önüne serdi.

Prefrontal korteksin basit ama etkili mekanizması, zihnimizin karmaşık dünyasında bir pusula gibi işledi.

Bilim dünyası, bu keşfin nörolojik bozukluklardan yapay zekaya kadar geniş bir yelpazede yeni kapılar açacağına inandı.

Beynimizin sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaşırken, hayal ile gerçek arasındaki çizgi, belki de sandığımızdan çok daha ince.

Related Posts

iPhone 17 serisi ne zaman tanıtılacak?

Apple’ın yeni iPhone 17 serisi 8 Eylül’den sonra tanıtılabilir. Yapılan tahmin daha önceki iPhone tanıtım tarihlerine göre yapıldı. Daha önce Apple en erken 7, 9, ve en geç 14 Eylül’de o yılın iPhone’ları tanıtılmış.

ChatGPT neden gerçek bir yapay zeka değil?

Geniş dil modelleri yapay zeka alanında gerçekleşen etkileyici bir ilerleme. Fakat insan seviyesinde kabiliyetlere ulaşmaya uzağız.

Vulcain’in yeni saati spor severleri mest etmeye hazırlanıyor

Vulcain’in Skindiver koleksiyonuna eklediği GMT komplikasyonu, dalış saatlerinin işlevselliğini seyahat kolaylığıyla buluşturuyor. 38.3 mm çapındaki kasası ve 200 metre su geçirmezlik özelliğiyle model, dalış için güvenilir bir tercih sunuyor. Mat …

Google’dan Türkiye’deki kullanıcılarına yüzde 300 zam!

Teknoloji devi Google, Türkiye’deki kullanıcılarını yakından ilgilendiren önemli bir fiyat değişikliğine gitti. Şirket, popüler bulut depolama servisi Google One için yüzde 300’e varan oranlarda zam yapıldığını duyurdu. Yeni tarifeler, 3 Eylül 2025 …

Yapay zeka bu kişileri işsiz bıraktı

Yapay zekanın iş gücü üzerindeki etkisi giderek daha somut hale geliyor… İngiltere merkezli The Times gazetesinin aktardığına göre Kasım 2022’de ChatGPT’nin piyasaya sürülmesinden bu yana giriş seviyesi iş ilanları yaklaşık yüzde 32 oranında azaldı.

Cam şişelerde daha fazla mikroplastik olabilir

Araştırmacılar, şişe kapaklarındaki boyanın ana kirlenme kaynağı olabileceğinden şüpheleniyor.