Mezolitik Döneme Ait Kadın İskeleti ve Bebek İskeleti Bulundu

1934 yılında keşfedilen mezarda, 25 ila 40 yaşları arasında olduğu tahmin edilen bir kadın iskeleti ve kucağında bir bebek iskeleti bulundu. Ancak yapılan araştırmalar, bebeğin kadının biyolojik çocuğu olmadığını, dördüncü veya beşinci dereceden bir akrabası olduğunu ortaya koydu. Mezarda, kırmızı okerle kaplanmış ve dikkat çekici eserlerle dolu bulundu.

Mezarda bulunan geyik kemikleri ile sürülen kırmızı oker, minik taş bıçaklar, boş bir turna balığı kemiği içerisinde saklanan cilalı balta ve 50’den fazla inek, bizon ve geyik dişlerinden yapılmış kolyeler dikkat çekiciydi.

Kadının Anatomik Farklılıkları

Kadının iskeleti, şaman olabileceği düşünülen dikkat çekici anatomik farklılıklar gösteriyordu. Birinci boyun omuru, omurgasını kafatasına bağlarken şekil bozukluğu ve kısmi kaynama gösteriyordu. Bu farklılıklar, kadının belirli duyumlar yaşamasına veya istemsiz göz hareketlerine neden olmuş olabilir. Toplumda genç yaşta “özel biri” olarak görülmesine yol açmış olabilir.

Devam eden araştırmalar, kadının mezarında bulunan geyik boynuzları ve yaban domuzu dişlerinin şamanik bir başlık ve maske olarak kullanıldığını gösteriyor. Bu, Kuzey Avrasya ve Sibirya’daki şamanizm geleneğiyle benzerlik taşıyor ve ruhani liderlerin hayvan ruhlarıyla bağlantı kurma amaçlı olduğunu düşündürüyor.

Geyik Ruhuyla Bağlantı

Kadın, Avrupa’da tarımın henüz başlamadığı Mezolitik dönemin son avcı-toplayıcılarından biriydi. Araştırmacılar, onun yoğun bir huş ormanında avlanarak dolaştığını ve ritüellerinde bir geyik ruhuyla bağ kurmak için başlığını kullandığını düşünüyor. Ancak, kadının enfeksiyonlardan dolayı bir diş apsesi yayılması sonucu öldüğü tahmin ediliyor.